Silikon vadisine geçen haftalarda yaptığım bir ziyaretteki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Silikon vadisi denince akla çip teknoloji gibi konular geliyor. Şahsen benim de bu şekilde bir beklentim oldu. Bu konunun Türkiye’den tam olarak anlaşılmadığını da anlamış durumdayım. Seyahat süresi 11 gün oldu. Bu gezi süreci yolculuk konaklama ve diğer giderlerle yaklaşık 9000$ civarına maloldu. Bu maliyet mayıs ayından sonra biraz daha makul noktalara gelebilir. Keza yeni başlayacak direk San Fransisco uçuşları ile daha makul noktalara geleceğini tahmin ediyorum.
Teknoparktan birleşen girişimci bir ekiple yola çıktık. Hepside kendi alanında güzel çalışmalar sergilemiş entellektüel arkadaşlar. Sonuç olarak bu gezi tadından yenmez oldu. Bu arkadaşların çoğunu yolda tanıma fırsatım oldu. Bu gezide tanışıp kaynaştığım çok güzel insanlar hepsi de. Gezi bu anlamda da benim için çok değerliydi.
Bu süreçte birçok girişimci arkadaş ile tanışma fırsatım oldu. Türk ve yabancı girişimciler aynı noktada ilerliyorlar. Orada yaşayan herkes silikon vadisi ruhuna odaklanmış durumda. Hintli Alman Türk veya Asya kökenli birçok insan var. Hepsinin hedefi de büyük. Orta yada küçük bir hedefleri yok. Global düşünüyorlar.
Silikon vadisi neymiş: Yeni ve teknolojik veya radikal konularda çalışmalar yapan girişimciler ve bu konuda proje avına çıkmış melek yatırımcıların bulunduğu bir ekosistem.
Girişimci iseniz teknolojik bir konuda çalışacaksanız, global düşünceleriniz varsa gezi sonrasında söyleyebileceğim yegane sonuç kesinlikle silikon vadisinde olmanız gerektiğidir.
Görüşmelerden aldığım birkaç not var:
Mark Zawacki ile tanıştık, kendisi yıllardır silikon vadisinde çalışıyor. Birçok firmaya danışmanlık ve girişimcilik konularında eğitimler veriyor.
Özellikle girişimcilere söylediği şeyler şunlar.
“Software eating the world”: yazılım dünyayı yiyor. Yani yazılım sektörü diğer bütün sektörleri alaşağı ediyor. Klasik metodla çalışan şirketler yokoluyor. Yazılım farklı sektörler doğuruyor. Örnek uber taksiciliğin kökünü kazıyacak gibi. Türkiyede de bitaksi daha resmi olarak takılıyor. Apple cep telefonlarında akıllı telefon mantığı ile yoktan varolan bir şirket. Google express ile google alışveriş sektörüne atılıyor. 1 saat sonra teslim gibi çılgın satışlar yapıyorlar.
Personel seçiminde “weirdo” tuhaf çılgın adamları da dahil edin diyor.
Personele farklı farklı konularda iş verirseniz işinden sürekli keyif alır diyor. Tek tip işe odaklamayın çalışanları. Görevlerini tam olarak tanımlayın. Görevinin bu şirketteki önemini de tanımlayın. Şirketin otonom olarak işleyebilmesini sağlayın aşırı yönetime zorlamayın kendinizi.
Muhannad El-Khairy,
vyv isimli bir girişimi var ve 1.25M$ yatırım desteği almayı başarmış. Nasıl başarılı olduğunu ve nasıl sunum yaptığını anlattı. (Bu arada sadece iş fikri ile geliyor)
Bir sloganınız olmalı
Problemi anlatın
İstatistikler verin, ilustrasyonlar varsa çok güzel olur,
Gerçek hayattan bir iki örnek ile fikri sağlamlaştırın,
Kendi fikrinizi anlatın,
Teknolojik farkı ve mekanizmayı anlatın,
Parayı nasıl kazanacağınızı anlatın,
Diğerlerinin yaklaşımına göre kendi farkını anlat,
Kendini ve iş geçmişini anlat,
Ekibini anlat, advisory boardunu anlat (tavsiye eden nitelikli şahıslar, bunlara da %0,1 ile %1 aralığında hisseler ver)
Son söz ve bitir.
Not: Sunumu 1kaç dakikada yap ve bitir…… !!! :S
Vmware ziyareti: Bütün makineler sanala doğru gidiyor. Vmware sunucu sektörünü tümüyle ele geçiriyor. Yazılımda binlerce kişi çalışıyor. Farklı farklı parçaların birleşimi , yazılımı test eden ekip çok fazla.
Aykut Karaalioğlu
Mobile action adında bir şirketi var.
Bilkent 2011 mezunu. Arada iktisatı bırakıp uluslararası ilişkilere geçmiş.
Babasının sağladığı imkanlarla gelmiş. Ekibinde 20 kişi çalışıyor. 13’ü Sanfransisco 7 si Ankarada çalışmakta. Şirketi 6 ay kadar önce kurmuş.
Geçen yıl 800K$ ciro yapmış bu yıl ocak sonuna kadar 5M$ anlaşma yapmış. Enteresan bir sektörde çalışıyor. Mobil uygulamanız var ve biranda popüler olmasını istiyorsanız bu arkadaşla çalışmanızda fayda var. Çok zeki ve tamahkar bir arkadaş.
Bir uygulamanın başarısını 4 maddeye bağlıyor.
User attraction: Kullanıcının ilgisini çekebilme kabiliyeti
Engagement: Bu kullanıcılarla olan etkileşimi ve yazılımla buluşma şekli
Retention: Kullanıcıları sürekli tutabilme yeteneği
Monetization: Sağlam bir para kazanma metodu olması
Şahin Boydaş – MovieLala App
Film Stüdyoları için Bir app yapıyor. xM$ yatırım desteği almış.
Çalışan programcılar için zaman dengesi mükemmel olmalı diyor.
Kültür farkı çok fazla diyor. Adapte olmak gerekli. Personel maliyeti Türkiye’ye göre 5X daha fazla. Ama performans 40X diyor.
Goygoy’un burada satıldığını belirtti.
İyi bir cofounder ile Amerika’da yola devam etmek çok iyi olur diyor.
Sadece 5000$ para ile Amerikaya gelmiş. Nobody idim Somebody oldum diyor.
Devlet desteklerinin çok sağlam ve %100 nispetinde olduğundan bahsetti.
Wal-mart
Barbara Simmonds / Jay Sönmez vasıtası ile tanıştık.
kosmix isimli bir sosyal ağ sitesi kurmuşlar, burda işe başlamış. Belli bir yüzde hissesi varmış. Wal-mart bu firmayı 300M$’a satın almış ve modernize etmiş. Firmanın eski ismini artık kullanmıyor. Wal-martın bir alt kolu olmuş. Bu firmayı 8 yıl önce kurmuşlar. 2007’de 40 kişi iken wal-mart satın almış.
Alımdan sonra ekip genel olarak çok memnun olmuş bazıları ayak uyduramamış
Crunchbase sitesine bakarak hangi proje ne gibi yatırımlar ne destek alıyor bakabilirsiniz.
Burda yine basketbol ve ağırlıklı halı dartı oyanayabiliyorsunuz. Her türlü içecekler serbest. Düşünme odaları dikkatimi çekti. Tek koltuğun olduğu kartınızı okutup içinde sadece oturup düşündüğünüz odalar. Oda içinde bir adet tabure üzerinde Cisco IP Phone vardı. Bu odalardan bayağı adette mevcuttu.
Bu arada Türk arkadaşlar ile Intel ziyaretinde tanıştık. Bu arada şaşırtıcı bir şekilde birbirimizi tanıdık. Kayseri Corobo’da çalışan bir iş arkadaşımızdı 🙂 Kendilerine başarılarının devamını diliyorum.
Inteli bir bayan arkadaş tanıttı ve güncel mali trendlerini gösterdi. Intel finansal olarak durağanlaşmış durumda. Mobile intelin damarlarında dolaşan kanı azaltmış gözüküyor. Çip üretim tesisleri silindirik yapıdaymış (maketini gördük, silindirik olma durumunu emin olmak için iki defa sordum) yeraltına doğru 4-5 katlı binalar, her biri 1.5 B$’a maloluyormuş. Bunlardan n adet var.
VC task force
Projeler konusunda girişimci ve yatırımcıları buluşturan oturum toplantı ve yarışma gibi organizasyonlar düzenleyen bir şirket. Aynı zamanda mali müşavirlik ve avukatlık konusunda da hizmetler veriyor. Burada kendi projemi tartabilmek için sunum yaptım. Projemin %10’u için 20M$ istediğimi belirttim. Proje ile ilgilenen 2 yatırımcı ve 2 yatırımcı aracısı bu miktarı finanse edebileceğini belirtti ve projemle ilgilendi iş planı istedi. Projeniz sağlamsa burda her zaman destek alabileceğinizi düşünüyorum.
Nejat Tek /Big data,
Hocamı takdir ve tebrik ediyorum. Kendisi San Fransiscoda görev yapıyor. Microsoftta çalışıyor. Görüntü işleme teknolojileri konusunda çalışıyor. Big data denilen fenomenin ne olduğunu anlattı. Obama 200M$ ‘a kadar bigdata projelerini destekleyeceğini belirmiş. IOS !!! app geliştiriyor. Bize ayaküstü bir uygulama demosu yaptı. Mükemmel çalışıyor. Bir dergiye kamerayı tuttu ve en ucuz hangi mağazada olduğunu buldu. Markete alışveriş yapacak kişi giriyor istediği ürüne bakıyor beğeniyor ve bu app ile tarıyor. Ürünü en ucuz yerden alıyor. “Siparişi ver” deyip marketten çıkıyor 🙂
Yasin Ceran / Santa Clara University Profesör.
Stumbleupon 35M useri var. Bu app kullanıcılarının davranışlarını anlamaya çalışıyor. İlk günden itibaren uygulama içindeki hareketlerini izleyerek ne zaman gideceğini tahmin etmeye çalışıyor. (Bigdata projesi) %98 oranında doğru tahmin etmeyi başarmış. Firma sahipleri şaşırmış. Bu kullanıcılara müdahale edildikten sonra(promosyon önerdikten veya indirim kuponu gönderdikten sonra) neler olacağı ile ilgili yeni formüller gelştirmiş bunlarda da %98-99 gibi başarı elde etmiş ve halen yeni projelere devam ediyor. Benzer insanlar benzer davranışlar sergiliyor. Data analytics için “R” dilinin standart haline geldiğini belirtti. “R” dili free. SAS diye başka bir dilden bahsetti ama pahalı olduğunu düşünüyor.
Murat Yüksel
Nevada University Profesör
Görünür ışıkla data iletişim Networkü üzerinde çalışma yapıyor. Aslen Kadirli / Osmaniyeli, 1998 den beri Amerika’da yaşıyor. NSF (Ulusal Bilim Vakfı, Tübitak gibi… )ten projesine finans desteği almış. Destekler %100 ve tek kalemde hesaba yatırılıyor diyor. Harcamaları kendiniz bu hesaptan yapıyorsunuz. Belli dönemlerde raporlar veriyorsunuz dedi.
Murat Baday /Sanfransico University Profesör
Hocamızı üniversitede ziyaret ettik, ve ziyadesiyle memnun olduk. Üniversitede ne bir polis ne bir güvenlik kapısı vardı. Kimsede ne yapıyorsunuz bile demedi. Üniversite içi binlerce bisikletle doluydu. Üniversitede 21 adet Nobel ödüllü profesör halen görev yapıyormuş. 11 tane daha varmış onlar vefat etmiş. Üniversitede öğle arasına denk geldik. Kantinleri mükemmel. Deney ve lab imkanları inanılmayacak düzeyde yüksek. Intel ve Nvidia Audiotoriumlar ve çeşitli araştırma laboratuvarları kurmuşlar. Koridorda yürürken çalışan öğrenci ve araştırmacıların labtaki hallerini görmek inanılmazdı. Intelde bunu göremedik ama üniversitede çip ve silikon üzerinde çalışan hocaları bilfiil görmek şaşırtıcıydı. Vakum kazanları elektron mikroskopları oyuncak gibi kullanılıyor. Üniversitede herkes Mac kullanıyor. Windows kullanan herhangi birine tesadüf etmedim. Hocam fizik konusunda çalışmış. Şu anda kök hücre üzerine araştırma yapıyormuş. Çook özensem de burda öğrencilik kolay değil, oraya kabul edilmek bir mesele birde yıllık 60K$ harç ödemekte ayrı bir sorun.
Wanelo Firması
Kaan Meralan, Atasay Gökkaya, Server Çimen arkadaşlarımızla tanıştık. Kendileri ekipteki ana takımdalar. Genç arkadaşları böyle bir ortamda görmek beni ziyadesiyle imrendirdi. Proje daha girişim pozisyonunda iken göreve başlamışlar. Şirket girişimcisi onlarada hisse vermiş. Şirket şimdi yatırım almış. Değeri 200M$ olmuş. Başarılarının devamını diledim. Hala başarılı olduk diyemeyiz dedi. Tabi dumura uğradım. (Sustainability)Sürdürülebilirlik önemli dediler. Bana göre başarısızda olsalar birşeyler başarmışlar. Kendilerini tebrik ediyorum. Projede bir app var. Wanelo “want need love” Bayanların alışveriş yapacağı bir sosyal paylaşım ve alışveriş networkü oluşturmuşlar. Kendilerininin bir stoğu bir satış birimi yok herşey online işliyor. Ekip durumu izliyor yönetiyor. Akışları organize ediyor. Bir yandan uygulamanın büyümesi için çabalıyor. Ve mevcut kullanıcıları tutmaya çalışıyorlar. Bu konuda bir sürü LCD ekran oluşturmuşlar. Bu ekranlarda grafikler kullanıcı sayıları durum raporları bir SCADA ekranındaki gibi akıyor. Çalışanları ortamı çok rahat ve güzel. Komple açık ofis yapılmış. Bizleri aldıkları toplantı odası çocukların oyun odası gibiydi. 🙂 Ekip gerçek ten sağlam ve herkes ne yapacağını iyi biliyor. Yine Herkes Mac ve Linux kullanıyor. .Net sordum kısaca biz kullanmıyoruz, windows tabanlı uygulama yok zaten dediler.
Nest GSV,
Ortadoğudan gelen girişimcileri yatırımcılarla buluşturan bir organizasyondu. Organizasyonları da böylece anlamış olduk. Akşam vakti düzenleniyor genelde bu tür organizasyonlar. Hintli Suriyeli İranlı proje sahipleri vardı. Sağlık sektörü, e-ticaret, ve Internet of things projeleri yoğunluklu idi. Herkes sunum sonrasında merhaba ne iş yaparsınız diyerek birbirleri ile tanışıyordu. Enteresan bir ortamdı. Düşünün içerde birsürü işadamı grişimciler birbirini kimse tanımıyor. Hadi herkes birbiri ile tanışsın dediklerini düşünün(kimse birşey demedi bu arada, kural buymuş). Bu tarz bir tanışmaya Grundfosun Danimarka’daki bir toplantısında şahit olmuştum. Ama orada aynı sektörde çalışan aynı markanın temsilcileri vardı. Burda silikon vadisi ruhu çok daha iyi anlaşılıyor. Neden silikon vadisinin cevabı bu bence girişimci ve yatırımcıların içiçe yaşadığı devasa bir sistem. Silikon vadisinin geçen yılki GSMH değeri 2T$ mış bu arada. Dünyadaki zenginlerin büyük bir kısmı burda yaşıyormuş.
Maxim Electronics, Ferda Millan, Ali Taner, İsmail Köse ile tanıştık.
Maxim’i rs485 ve çeşitli sinyal çeviricileri metering ic’leri ile tanıyorum. Mükemmel bir çalışma ortamları var. Saatlerce pinpon oynayan insanları gördük. bu oyun alanları kesinlikle boş durmuyor. Sağolsunlar bize Türk usulüne uygun çok güzel yemekler hazırlatmışlar. Doya doya yemek yiyebildik. Ofisler genelde Cubicle mantıkta kurulu. Kimse birbirini rahatsız etmiyor. Maxim geri dönüşebilir enerjilere önem veriyor. Kendi enerjilerini kendileri üretiyorlar. Dikkatimi çeken Doğalgazı kimyasal dönüşüm ile su ve elektriğe çeviren hücrelerdi. Toplam 500kW gücündeki bu hücrelerde türbin yok. Gaz giriyor, H2O, CO2,Isı, elektrik çıkıyor. Maximin CEOsu Bir Türk evet yanlış duymadınız bir Türk. Tunç doluca. Sağolsun kendisi görüşmeye katılamadı ama ilgili ekip bizimle sonuna kadar ilgilendi ve yardımcı oldu. Maxime Apple’da varmısınız dedim. Iwatch içinde varız dedi. Birinci versiyonda varız ikinci versiyonda yokuz dedi. Tabi biz birinci versiyonu dahi görmüş değiliz. Birçok cihazda samsung veya diğerlerinde bulunduklarını belirtti. Tabiki bunların neler olduğu konusunda bilgi alamıyoruz. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Türkiyeden arkadaşları burda görmek mükemmel bir duygu.
Hazelcast / Talip Öztürk,
Talip bey silikon vadisine taşınan ve yatırım alan ilk Türk girişimci. Kendisini bu konuda tebrik ediyorum. Geçen eylülde 11M$ ile toplam 13.5M$ yatırım almış. Çok radikal bir fikirle başlamış. Konu database. Türkiyeden böyle konu çıkar mı diyebilirsiniz. Ama çıkmış. Uygulamaların çok fazla girdi ve çıktı yaptığı günümüzde trafik çok hızlı akıyor. Anlık olarak binlerce kaydın girdiği çıktığı sistemlerde databaseler bu konuya cevap veremiyor. Ramde çalışan ultra hızlı bir database geliştirmiş. Özel bir api ile bağlanılıyormuş. ve … open source. Nasıl yani diyebilirsiniz ama profesyonel firmalar bu uygulamaları ücretli olarak ondan tedarik ediyormuş.
Klasik olarak windowsu onada sordum kısaca “windows gidecek” dedi 🙂
Open source olduğu söylenince, otonom sorma ihtiyacı hissettim. Bende kullanabilirmiyim diye?Bana sende kullanabilirsin hazelcast ücretsiz dedi. Limitsiz..
Birkaç farklı üründe önerdi.
Hadoop
Cassandra(write çoksa kullanacakmışız)
Couchbase(read çoksa kullanacakmışız)
Girişimciler için birkaç tavsiyesi var.
Boarda(Yönetim kadrosu) yatırımcı diye herkesi almayın,
Anlaşmalar ve sözleşmelerdeki detayları sağlam yapın.
“Projenin süresi uzadımı drama artar”, keza bence bu çok anlamlıydı. Birileri gitmek zorunda kalır. Çalışanlarda yıpranır sende yıpranırsın. birşeyleri kaybeder yada birşeylere razı olmak zorunda kalırsın olarak anladım…
Google Gezisi, 2 Adet Türk arkadaşla tanıştık. Kendileri birkaç yıldır orada çalışıyor. Google bilgi gizliliği konusunda çok katı. Gerçi birçok silikon vadisi şirketi bilgilerini mümkün mertebe gizli tutuyor. İsimlerde gizli olmak durumunda. Google şirket içerisine misafirleri almakla birlikte gerçek ofislerin bulunduğu yerlere girmeniz malesef mümkün değil. Sizleri gezdirmemiş olmak için medyada görmüş olduğunuz simülasyon ofislerin olduğu bir bina gezdiriliyor. Birden fazla LCD ekranın bulunduğu bir google Earth Masası bulunuyor. Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Güle gösterilen salonun aynında bizde gezdik. Sonuç olarak google malesef bir muamma personelininde hiçbir konuda paylaşım yapabilme şansı yok. Teknolojik konuda birçok soru sormamıza rağmen çoğuna cevap alamadık. Google bahçesinde androide ait ait dev kekler jöleli fasulyeler ve kitkat çikolatalarının olduğu bir alan var. Google içinde google renklerinde klasik bisikletler dolu. Herhangi birini alıp gidebiliyorsunuz alan içinde gezebiliyorsunuz. Mühendislerden gerçek ortamları hakkında bilgiler istedik ve güzel olduğunu söylediler. Bu artık hayal gücünüze kalmış. Medyada görülen fotoğraflar tamamiyle bu sanal ofislerin fotoğrafları. Google bütün bilgiyi kendine saklıyor ve net olarak ne yaptığı konusunda bilgi toplamak mümkün değil.
Facebook Gezisi – Sami Taş
Sami genç bir arkadaşımız 2011 Boğaziçi mezunu. Koçta da Master yapmış Facebookta kodlama üzerine görev yapıyor. Facebook ziyaret ettiğimiz yerler arasında en eğlenceli en paylaşımcı ve açık şirketti. Eğer bilgisayar programcısı olsam ve bir yerde çalışmak istesem bu facebook olmalıydı diye düşünüyorum. Mark Zuckerberg filminde anlatılandan çok paylaşımcı çılgın ve mütevazi bir ortamda yaşıyor. Facebook kompleksi içinde sokaklar var. Sokakta pastaneler dondurmacılar kafeteryalar var. Bunlar tümüyle free. Hepside yüksek kalitede servis yapan yerler. Dondurmacı derken, bulunmayan bir dondurma çeşidi yok. Süt türevlerinde buzlu çilekli yoğurda kadar yemek mümkün. Misafirlere de durum limitsiz. Kapıdaki girişteki görevlilere nerdeyse animatör diyeceğim. Çok güleryüzlü. Konuya adapte ilgili insanlar. Mark Zuckerberg’i görüyormusunuz burda diyorum. Hergün burda gelip geçiyor belki burdadır dediler. Mark Zuckerbergin bir camdan toplantı odası var. Bu facebook caddesine bakıyor. Gelen giden fotoğrafını çektiğinden rahatsızmı olmuş neyse. “İçerdeki hayvanların fotoğrafını çekmeyi bırakın artık :)”şeklinde a4 kağıda çıktı alıp cama kendi bantlamış. Yine klasik microsoft ile aranız nasıl? dedim. Biz windows kullanmıyoruz linux tabiki dediler. Özeti ile microsoft ve ürünleri malesef silikon vadisinde kullanılmıyor. Yine mac bilgisayarlar ağırlıkta idi. Mysql kullandığınızı söylüyorlar dedim. Evet ama artık modifiye edilmiş kendine özel derlenmiş bir database kullanıyorlar dediler. İçerde yazılım için binlerce tool geliştirdiklerini ve kendi editörlerini oluşturduklarından bahsetti. Enteresan konulardan biri de Mark Zuckerbergin ilk yazdığı kodların olduğu bilgisayar hala ortada duruyormuş. Kodlarına bakan uzman programcıların yorumu şu şekilde oluyormuş. Böyle program mı yazılır ya… peh.. şeklinde oluyormuş 🙂 Orda bir programcı gördüm yüksek bir masada ayakta program yazıyordu niye burda program yazıyorsun ayakta dedim. Ben böyle seviyorum burda birçok programcı böyle ayakta çalışmayı seviyor dedi :)))). Dev bir facebook tahtası vardı hatıranızı bırakın diyordu oraya tebeşir ile “Koru1000” yazdım. Caddede hacker company diye bir şirket vardı. Burası nedir diye sordum. Bu ismi yazabilmek için şirketi satın almışlar. Ve o ofis içinde haftada bir hackaton çalışmaları yapılıyormuş. Bu Adam Biraz da deli sanırım 😉
CES Fuarı
Bu fuarı 2 gün gezebildik. Fuar çok büyüktü sadece iki holün %50 kadarını gezebildik. Buraya kesinlikle ilk günden itibaren gelin ve kalın. Santim santim gezin. Burası çin fuarları gibi değildi. Yada internette görülen şeylerin Cebit fuarında kopyasını İstanbul’da görmek gibi de değildi. Fuarın konusu yenilik ve yeni şeyler. Yani hiçbiri de görmediğiniz tümüyle yeni teknolojiler. Bu fuara bence damgasını 3D printerlar vurmuştu. yüzlerce farklı markaya ait yeni 3d printerlar. Bunlardan bazıları bence başarılı olacak gibi. 1 Makerbot, 2 Formlabs, 3 Ultimaker gibi diyebiliriz. Fiyatları sürekli düşüyor. Bunların filamentlerinin binlerce türleri var. elastik saydam metalik vs… Internet of Things projeleri sağlık fitness ve saatler. Elektrikli araçlar genel konular. Teslanın yeni modelini gördük. Öndede arkadada bagaj var motor nerde dedik? Tekerlerin içine motorları entegre etmişler.Tesla hakkında birsürü soru sorduk cevap aldık. Tesla bütün projeyi herkesle paylaşmış. Bu arada Tesla aracını Panasonic tanıtıyordu. İlk başta anlam veremedim. Panasonic ile birlikte Elon Musk Dünyanın en büyük Li-ion pil fabrikasını kurmuşlar. Elon bence pil satma derdinde, araba değil… Ürünleri tanıtanlardan alınan bilgiye göre herkes şunu söylüyor. California’da dizayn edildi. Taiwanda yada Çinde imal ettiriyoruz cevabı alıyoruz. Ürünler pazarlanmaya ve distribütörlüğü alınmaya müsait yeni bir şey arıyorsanız bu fuarda olmalısınız. Las vegasta olan Las vegasta kalır şakası havaalanında başlıyor bu arada 🙂 Görevliler sürekli bunu söylüyor gülüyor şakalaşıyor. Las vegası popüler kılmak için böyle yapmışlar sanırım. Kumar dışında birşey yok. Striptiz kulüpleri ling ling yapan binlerce kollu kumar makineleri her otelde bu konu var. Hiç görmediğiniz Çift katmanlı ve curve ekranlar bu makinelerde çoktan kullanılıyor bile.
Plug& Play.
Bu firma hint asıllı. Burda bir ofis açıp kiralayarak küçük girişimcilerden kira ile para kazanma metodunu seçmiş. Bu firmalardan biri kirayı ödeyemeyince firma hisse senetlerinin bir kısmını kira için teklif etmiş. Onlarda kabul etmişler. Bu firmanın adı Paypal. 🙂 Ebay Paypali sonradan 1,5B$’a satın almıştı bu arada. Bu tecrübeden sonra kaynaklarını angel investor olarak ve yine aynı zamanda kiralık dükkanlar şeklinde ilerletmişler. Yeni bir yer yapmışlar tesis milyar dolar maliyete yapılmış. Oraya geçeceklermiş. Küçük bir kiralık işyeri girişiminden bugün Silikon vadisinin saygın işadamlarından olmuşlar. Burası İstanbulda bulunan elektronik çarşıları gibi ama içinde artık elektronik değil bilgisayarı başında ufak açık ofislerde çalışan genç girişimciler dolu.
Flipora – Jonathan Siddharth,Vijay Krishnan
Bu hint asıllı iki arkadaş 3.9M$ yatırım desteği almışlar. Kendilerini ilk başta oraya ziyarete gelen genç öğrenciler falan zannettik ama durum öyle değilmiş. Güzel bir applikasyon yapmışlar. Web sitelerindeki isteğinize göre haberleri derleyip size özel bir web ortamı hazırlıyorlar. Sizde o siteye bakıyorsunuz. IOS appde mevcut. Okuldan yeni mezun olup işte başarılı olmak bu olsa gerek. Yolcu ederken dışarı çıktım. Transformersta kullanılan güzelim Bumblebee’yi keyifle sürüyorlardı. Birbirimize bakıp gördünmü çocukları ya, vay be kelimelerini bir tas su ile arkalarından döktük 🙂
Universal Studios Ve Holywooda uğramayı da ihmal etmedik. Bu konu detayına girmeden başarının laf olsun şeylerle olmadığını çok emek, çok sanat ve incelikle dolu olduğunu söyleyebiliriz.
Silikon vadisi girişimciler için mükemmel bir yer. Yatırımcılar içinde. Amerikada Las Vegas bana göre yaşanacak gibi değildi. Ama Cupertino Palo Alto San Valley San Fransisco mükemmeldi. Herkes kibar akılı ve zeki. Huzurun dolu olduğu bir ortam vardı. Yada bana öyle geldi. Bilgisayar mühendislerinin en kötüsü 5-6K$ dolar alıyor. Normal olanlar 8K$ 10k$ 15k$ 20K$ gibi aylık rakamlara çalışabiliyorlar. Şirketin yatırım alması demek zengin oldunuz anlamına gelmiyor. Çünki bu şirket içine yatırılan bir para. Şirketinize kullanabileceğiniz bir para yani. %10 %5 gibi rakamlara yatırım yapıyorlar. Exit edebilmek için bu gerekli çünkü ikinci veya üçüncü %10 satışında şirket değerleniyor. Yatırımcılar koydukları paranın 100 katını kazanmak hedefindeler. Projelerin %90’ı bu arada başarısız oluyormuş onu da belirtelim. 🙂 ama sağlam tek bir proje çok kazandırıyor. Proje yapanlarda hedef kesinlikle para değil. “Dünyayı değiştirmek” 20M$ destek alan Choi isimli şahsı gördük. Masanın altında yatağını gördük bu ne dedik. Burda yatıyorum dedi. Masanın altında yiyecekler cips vs. vardı.
Bütün girişimcilere bütün yatırımcılara, akademisyenlere burayı görüp tanımalarının çok faydalı olacağını belirtmek isterim. Paylaşımların sizlere faydalı olması dileğiyle.
İşlerinizde ve çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Kaynak:
https://www.linkedin.com/pulse/silikon-vadisi-nedir-mustafa-cakmak